Tüketim boykotunu bir şekilde ilerletiyoruz. Peki üretime sıra ne zaman gelecek? Tüketimde bu kadar korkan bir iktidara üretim boykotu neler yaptırır farkında mıyız? Biraz konuşalım, süreç nasıl ilerlemeli?
Comments
Log in with your Bluesky account to leave a comment
Geçen ben twitterda dikiş makinesi olanları toplamaya çalışan biri görmüştüm. Daha kaliteli daha uygun dikelim bizden satın alın diyodu. Bazı sektörler için mantıklı olabilir
DİSK genel başkanı Arzu hanım genel grev çağrısı yapmadığı sürece bu zaman alacak gibi.
Burada yönetim kadroları karar verici durumdalar ve onlar da grev kararı aldıklarında başlarına gelebileceklerden dolayı mutlaka endişelidirler.Bu durum kolay aşılacak gibi gözükmüyor.
Üniversitelere de siyaset giremiyordu, insanlar korkup fikirlerini söylemiyordu. Hem de çok uzakta değil bundan 2-3 hafta öncesi. Lütfen inancınızı diri tutun. Çok hızlı ilerliyoruz. Bunu da aşmak için bir yol buluruz elbet.
80 öncesinin devrimcisiyim.İnancımız hala diri ve tek arzum o gençlerimizin kendilerini diri tutmaları.Bizler eski kuşak olarak onların en büyük destekçisi olmak durumundayız ve ben onlara güveniyorum.
Hak,yavrularımı saklasın Hızır, yoldaşları olsun!
Deniz Gezmiş'ler, Mahir Çayan'lar halk için savaştılar, ama halk onların yanında olmadı, desteklemedi, anlamadı. Onlar da çok gençti, destek bulamadı, her yaştan halkın desteğini almak çok önemli. Şuan da lokomotif gençlik ama her yaştan halkın desteği başarı için çok önemli...
Söyleminize katılırım o insanlar köylüler için savaş verdi ama Kızıldere'de ve Nurhak'ta muhbirler köylülerdi.Bunu yazınca ister istemez sayın Erbaş'ın Köylüleri Neden Öldürmeliyiz şiirini anımsarım.Gençlerin desteği çok büyük bence ve asıl korkulan da bu sanıyorum.
Tüketim boykotunu ne kadar AKPli olduğunu bildiğimiz marka, bar, bakkal vs.yerele indirmek lazım öncelikle, ama üretim boykotunu ben şu dj başıma kestiremiyorum ne olur.Yurtdışına giden hekimlerin yerine yüzsüz yüzsüz suriyeli doktor yerleştiren bir anlayış, greve giden işçinin yerine Afgan doldurur
Olmaz diyemiyorum maalesef zaten yetmez ki diyebilecek kadar işçi ayaklanması sağlanır mı o da şüpheli. Öyle bir durumda tüm işçiler bıraksa falan yerlerini yine 1-2 günde doldurabileceklerini zannetmiyorum. Yani amaca ulaşmış oluruz kısıtlı bir süre de olsa..
Yani kendim dahil olamayacğım bir genel greve işçileri gazlamak bana pek vicdani gelmiyor. Çünkü o kadar kötü kalpli bir rejim var ki, cidden patronlara 10milyon işçi kovdurup 10milyon cihadcı teröristi bile fabrikalara sokacak bir şuursuzluktalar.
Polis desen devletin değil, akp polisi olmuş
Kaybedecek neyimiz var diye düşünüyor insan. Bir ay çalışıp ev kirası ödemek hak mı? Gazlamak gibi değil de, kendilerinin farkına varmalarını isterim. Sindirilmiş bir kesim. Oysa ki ülkedeki tüm dengeleri değiştirebilecek güce sahip..
Ben kendi adıma, AKP'li gece klübü sahiplerinin olduğu klüplerde müzik çalmıyorum mesela, keşke insanlar da AKP'li işletmelere girmeme gibi bi reflex oluşmaya başlasa
Bana da hükümet yanlısı firmalara iş-staj başvurusu yapamamak yüklendi. Arayınca bile tamam falan diyip yolladıkları testleri yapmıyorum. İlginç bi dönemdeyiz cidden…
Yandaş markalar tüketilmezse üretim kendiliğinden düşer. Arz talep dengesi devreye girecektir. Küçük esnaflarla konuşup yandaş markaları satmamalarına ikna etmek gerekiyor.
bir arkadaşım ali koç'un fabrikasında çalışıyor, sendika türk metalmiş, greve niye çıkmıyorsunuz diye sordum, çocuk bana içeride dönen muhabbetleri anlatınca Aklıma Franz Kafka'nın böceği geldi. işçileri resmen işten başka bir şeyi düşünemez hale getirmişler.
aldıkları en fazla 45k falandır, bizim işçiler greve çıkarsa sendika anında greve kalkanları sorgusuz işten atar hatta muhabbetini yapanı dahi işten atar demişti.
Yoksullaştırma bir Yönetme Yöntemidir.
İnsanları, insanlığı yokluk, yoksulluk, açlıkla yönetme, çok eski, en etkili yönetme yöntemlerinden biri. Yaşama, geçinme peşinde tüm yaşamını eskiten insanlar, başlarını kaldırarak yönetenlere haksızlık yaptıklarını söyleyemezler.
bence; Toplumu sistematik bir şekilde cahilleştirmek yönetim biçimidir. Din, dil, ırk, mezhep, tartışmalarını bir kenara bırakmayı ve haklarının ne olduğunu bilmesi lazım toplumun ve sesini çıkarırken yalnız olmadığını yanında bütün toplumun olduğunu anlatmalıyız.
Hükümet istifa edinceye kadar Genel grev en etkili eylem olur ama maalesef DİSK dışında diğer sendikaların çoğu sarı sendikalar yani yandaş. Ancak her birimiz semtlerimizdeki küçük esnafları yandaş ürünleri almamasına ikna edebiliriz.
Ben de burda şunu düşünüyorum. Halk olarak örgütlenebildiysek sendikasız da bu eylemleri başlatabiliriz. Belki direkt iş bırakma gibi değil ama küçük küçük mesajlar bile fark yaratacaktır.
Hükumetin istifa ettiği bir tabloyu hayal edemiyorum ben.Bunlar canını verir koltuklarını vermez.
Şuan en mantıklı çıkış yolu erken seçime gitmek.Bunun için şuan imza toplanıyor zaten.Dediğin gibi yandaş ürünleride almazsak bunların gücü zayıflar.
Ben de böyle düşünüyorum. Her gün aynı güzergahı yürümek yerine mevcut grevlere desteğe gidilip hem daha güçlü bir duruş hem de tetikte bekleyenlere fişek olabiliriz.
üretim boykotu yani grev ancak çok yüksek katılımlı olursa işe yarar. aksi halde azınlık olarak kalırsa bir kesim muhalifin işsiz kalmasıyla sonuçlanır. Disk bile yanaşmazken ve sendikalılık oranı bu kadar düşükken işçi sınıfının intiharı olur. tüketim boykotunu sıklaştırmak daha doğru
Hocam üretimi denkleme katabilmek için işçi sendikaları ve konfederasyonların sürece destek vermesi elzem diye düşünüyorum. Gördüğüm kadarıyla oralardan yeterli destek gelmedi. Belki anca DİSK.
Ben de bu ikilemde kalıyorum. Sonuç olarak bir üniversite ayaklanmasıyla bugün buradayız. Bir sendika veya bir partiye ihtiyacımız yok. Ki ben işçilerin kendi aralarındaki gündemin de buradan farklı olduğunu düşünmüyorum. Bir fişek lazım gibi.
Size katılıyorum ama işçi örgütlenmesi ne yazık ki sendikaların tekelinde. Onlar da çoğu zaman ekonomik nedenlerle iş bırakıyorlar.
1 Mayıs'a kadar sokağın enerjisini diri tutabilirsek 1 Mayıs'ta işçiler meydanları doldurur. Bence zaten onlar da onu bekliyor.
Araya net bir iki tarih sıkıştırıp büyük yürüyüşlerle diri tutabiliriz bence. Hem bu sayede sürdürülebilirliği de arttırırız. Tabii bunun güvenilir hesaplarla ve gruplarla desteklenmesi gerek.
Muhalif partilerin faaliyet planlarını da bilmiyoruz. Sadece miting olduğunda tarih paylaşıyorlar. Kendi aralarında bile problem yaşıyorlar. Bahsettiğiniz güvenilir iletişim onların eliyle daha kolay yürüyebilir.
Bu çok şahsi bir yorum olacak ama bu örgütlenmenin başını çekecek ve sonuçlandırabilecek bir parti öngörüyorum maalesef ki. Hatta onlara bırakırsak direnişin tamamen etkisizleşeceğini düşünüyorum. Dediğim gibi bu şahsi fikrim.
Valla 3 yıl sendika avukatlığı yaptım. Müftülükten günah değildir diye fetva almadan sendikaya üye olmuyorlardı. Bambaşka bir dünyaları var ve kırmak olanaksız. Cennet vaat edilmiş cehennemle korkutulmuş birini hiçbir şeye ikna edemezsin.
İlk 1 sn ben şimdi ne okudum dedim ama hemen geçti. Ben de ilk çalıştığım yerde sendika işyeri temsilcisiydim biri şey demişti: "sendikacılar en kötü teröristten bile daha kötüdür" buna baya uzun süre şok olmuştum ya okulda toplu iş huk. böyle öğretmemişlerdi. Neyse sonra alıştık tabi biz de malsf..
İçerdeki arkadaşlar çıksın, düzgün bir yol haritası çizilir her halde, acele etmemek lazım, zaten çok hassas bir noktadayız. sabretmek gerek. burası da güvenli değil. her an karışabilir ki esas troller gelmedi henüz sanırım. umarım gelmezler de ama eninde sonunda keşfederler. sakin olmalıyız.
Hepimizin ilk gönlünden geçen o fakat bahsettiğim kitlenin mevcut yürüyüşlere veya eylemlere katkısı yok. Bir arada hareket etmeliyiz ama aynı amaç doğrultusunda bilinçli saçaklanmalar daha büyük baskılar yaratabilir.
Evet herşey zamanını bekler yukarıda müthiş bir beyin fırtınası esiyor böyle böyle bir yerlere varacağız .Seviyeli iletişimi unutmuştuk onuda hatırlıyoruz ne güzel. Egolarımızdan sıyrılıp aynı taşın altına elimizi koyuyoruz. Daha neler başaracağız görün bak .
Tüketim yoksa üretimde yoktur yani alışveriş boykotunu dahada sıklaştırmamız lazım min Haftada 2 defa yapmalıyız boykot ürünlerini çoğaltmalıyız. 1-2 gün iş bırakmak sadece işçinin daha çok ezilmesine sebep olur ayrıca ülkede çoğu işçi sendikasız haklarını almadan işten kovulma riskleri de var.
Sizden farklı düşünmüyorum. Ben de her şeyin farkında olarak sordum zaten soruyu. Ama tüketim üretim kadar büyük bir başkaldırı değil ne yazık ki.. ve burjuvazi zaten bizim tükettiğimizi bir günde kazandığı parayla 1000’e katlar. Nereye kadar gider.. bilinmez. Uzun vadede güzel sonuçlar verir ama +
Şuan attığımız adımlar gayet mantıklı adımlar ayrıca benim kanaatimce boykotu dahada yaygın hâle getirmek özellikle temel ihtiyaçlara yöneltmek grevlerden daha etkili olacaktır. Ayrıca üretim boykotun da çevresel protestolarda etkili olabilir (iklim aktivistlerinin vb protestoları)+
Hem işçiye zarar gelmez hemde üretim boykotu yapılmış olur ayrıca muhalefetin gerekli yerlerle iletişime geçip hammaddenin satışını engellenmesi de gayet mantıklı adım olur (belirli süre ör: 1 ay) böylece üretim zincirleme kilitlenir. Patronların muhaliflerle anlaşmasına kadar yol açabilir.
Hammadde fikri aklıma gelmemişti ama gerçekten hem zararsız hem de büyük bir adım olabilir. Yapılabilir mi konusu belki biraz şüpheli ama çok benimsedim. Üzerine biraz düşünücem. Teşekkür ederim 🙏🏽✨
şu anda kapitalist sınıfın önemli bir bölümü parayı üretimden değil finansal piyasalardan ya da vergi yoluyla devletlerden kazanıyor. bizden dolaylı ve direk alınan vergilerle. tüketim boykotu bu ekosistemi bozacak bir nitelik kazanmalı. iyi düşünmek iyi planlamak lazım. karşımızdakiler boş değil
Çoğumuz ya çalışma çağındayız ya da öğrenciliğimize destek olsun diye ufak tefek bir yerlerde çalışıyoruz. Üretim boykotu evet bu düzeni kökünden sarsar ancak bırak başarıya ulaşmasını denememiz için bile ciddi boyutta fedakarlık yapmaya hazır olmamız gerekiyor.
Çok iyi anlıyorum. Geçim sıkıntısı ve sorumluluklar farklı sonuçlar doğurabiliyor ama dönüp baktığımızda kaybedecek neyimiz kaldı diye soruyor insan kendine. Zengini zengin edip ev kirasına çalışmakta kazandırmıyor ki.. Yine de aksi bir tutumu anlayışla karşılamak lazım. Zor bir dönemdeyiz.
Yok bence de tüm gemileri yakıp varoluşumuzu özgürlüğe adamak gerekiyor. "Hazırlıklı olmalıyız" dememdeki sebep çevremizdeki çoğu insanın sınıf bilincinden yoksun ve çok çabuk düşmanlaşabilen yarı-cahil kesime mensup olmaları.
İçten içe bu da beni korkutuyor. Atılan sloganlar hedeften şaştığında her an eylem içi bir olay beklentisiyle yaklaşıyorum. Keskin köşeler törpülenmeli ve amaca uygun hareket etmeliyiz her anlamda.
Mesela benim de törpüleyemediğim köşelerim var. Hiçbir zaman sağcı olamam, halk dışında kimsenin askeriyim diye slogan atamam, düşman bellediğim insanları kadın veya LGBT+ bireylere benzetmek suretiyle savunmak istediğim insanları ateşe atamam. Bunları yapmamı bekleyen insan muhalif değildir zaten.
İki yorumu da okudum. Buradan cevap veriyorum belki hak verir silersiniz. Kimseyi hedef göstermemeliyiz. Doğrusu olanı da yanlışı olanı da. Öyle bir süreçteyiz ki, tek konuşmamız gereken şey bu birliğin korunması adaletin demokrasinin sağlanması için neler yapabileceğimiz.
Aynı kişileri mi kastediyoruz bilmiyorum ama, aynı anda hem "Kürtler neden Saraçhanede değiller" diyip hem de Kürtçe pankart görünce veya zılgıt sesi duyunca içindeki gizli MHP'li aktif olan insanlar...
Üretim boykotunu muhtemelen aşamalı olarak başlatacak gibi. Ancak bence en önemli konu Ekrem başkan ve diğer siyasi esirler. Rejimin taktiği tıpkı Selahattin DEMİRTAŞ, Can ATALAY, Osman KAVALA ve diğer esirleri içeride unutturmaya çalışmalarını önlemek.
Bize düşen kısmı şu anlık müthiş onları bunaltan tüketim boykotu. Elemanlar belki 40 yıldır alışveriş yapmamıştır. Ama bakamayanların hepsi alışverişe koştu.
Sendikalara baskı yapmak gerek, sendikalar harekete geçmeden genel grev gerçekleşmez. Türkiye’deki sendikalar da hükümet güdümünde gidiyor önce sendikaların yapısını değiştirmek lazım. Belki işçiler bağlı bulundukları sendikalara karşı eylem yaparsa sendikaların yönetim yapıları değişebilir.
Peki nasıl olmalı? Sendikalar mı baş çekmeli yoksa işçiler arasından sıyrılanlar mı önderlik etmeli? Doğal seçilimle sıyrılanların da önemli etkileri olur her zaman.
Hocam sendikaların çoğu iktidar kontrolünde. Münferit çıkışların beklenen kalabalığı oluşturabileceğini sanmıyorum. "Ekmek parası" yaklaşımı da buna engel olur zaten.
Bir sendikanın iş bırakma eylemi de yeterli olmayacaktır. Eş zamanlı olarak sokağın enerjisinin de geri gelmesi lazım.
Sokağın enerjisini kaybettiğimize inanmıyorum. Yeni haritama sistemi ve bir kaç gün önce belirlenen Türkiye geneli yürüyüş planıyla eski enerjisine kavuşur. İzmir aralıksız devam ediyor mesela ama bu da sürdürülebilir değil. Maalesef ekmek parası yaklaşımını da anlayabiliyor olmanın sıkışmışlığı +
içerisindeyim. Ama asıl hedefin bu olması ve buna yönelik en azından küçük adımlar atılması gerektiğini düşünüyorum. Yaşım tecrübelerim gereği çok sendika işleyişine hakim değilim ama mevcut grevlerle öğrencilerin(sokağa çıkan halkın)birleşerek güzel bir örnek ve başlangıç yapabileceğini düşünüyorum
Katılıyorum hocam. Sokağın enerjisi kaybolmadı belki ama tavsadı diyelim. Lokal aksiyonlardan öteye gitmiyor.
Sokak gösterileri + boykot + sendika desteğiyle biz ciddi mesafe alırız. Bu saydıklarımın da zaman içinde üstel olarak artması gerekiyor.
Ben daha çok hep birlikte aynı gün işe gitmemeyi düşünmüştüm ama bunun için kimlerle görüşülüp, organize edilebilir bilmiyorum? Bu sadece bir örnek, fikir vermesi açısından..
Ben İngiltere de sendikalı çakışan biri olarak Burda nasıl yapildiginfan bahsedeyim…son grevimizde bir hafta grev bir hafta çalıştık..sonra 2 hafta grev 2 hafta çalisma.1 ay grev 1 ay calisma.. katlanarak devam ettirdiler..
Türk-İş sendikası 1 Hafta iş bıraksın iktidar düşer.Çoğu ağır sanayi işçileri Türk-İş’de sendikalı.Ancak Türk-İş tek başına grev kararı alamıyor.Patronlar Sendikasına bağlı.Patronlar sendikası grevi onaylarsa iş bırakabiliyorlar.Onların başında da Koç ailesi var
Çok fazla gördüğüm bir yanlış var.Biz hangi markalardan alalım hangisi iktidar yanlısı değil gibi sorular var.Patronlar her daim iktidar neyse onun yanındadır tepki almamak için açık açık belirtmez ama devamlı olarak iktidardan destek alırlar.Bizim temel hedefimiz tüketimi azaltmak
Çiftçilerde de sıkıntı var,mahsüle biçilen fiyatlar çok düşük olduğu için ürünler tarlalarda dallarda çürüyüp gidiyor, toplama maliyetli ,dalında kalıp çürüyeceğine direk çiftçiden alım yapılabilir, hale gitmeden üstüne fiyatlar binmeden çiftçinin cebinede para kalır,halk da ucuz mahsül alır
İznikte geçen yaz dönümlerce kiraz dalında bırakıldı, heba oldu çürüdü, o esnada pazarda kirazın kilosu 170 tl idi, çifçiden 15 tl ye mahsülünü vermesini bekliyorlar, herkes kendi köyünde komşunun köyüyle iletişme geçse dalından alım yapılsa, çokmu polyanna gibi düşündüm , bir fikir en azından
Halkın alenen seçme ve seçilme hakkı lağvedildi.
İçinde bulunduğumuz şartlarda, #BankRun gayet adil ve münasip bir seçenektir.
Sanıyorum ki kısa bir zaman zarfında rejim, çaresizlikten halkın bankalardaki birikimlerine uzanacak.
Nacizane fikrimi paylaşmak isterim üretim olmazsa olmazdır ülkemizde ne yazıkki üreticide kaybediyor özellikle gıda da tüketim mallarını aracı kurumlar 8 ila 10 katına çıkarıyor bu aracı kurumları aradan çıkartmak işi kökten çözer . Gıda da pazar akışkanlığını geri kazandırmamız gerekli .
Dünyanın en pahalı etini tüketiyoruz ithal protein tüketiyoruz peki kim kazanıyor sizce üretici zaten hayvanını ucuza besleyemediği için eziliyor .bize dayattıkları pahalı tüketim ürünlerinin tamamını boykot edebiliriz .
Katılıyorum aracı firma dediklerimizin de çoğunun yandaş firmalar olduğuna hem fikir olduğumuzu düşünüyorum. İhale sistemi vb. yürütülen çalışmaların da hepsine son verilmesi gerekiyor.
Bu kesinlikle doğru! Bizim insanımız cahil değil belli kısmı eğitimsiz ve her çocuğun internete erişimi yok. Ben gelecek neslde bırakılan bu yaradan korkuyorum, en korktuğum cidden bu. Ama asla geç değil! Sonra da atanan öğretmenler arasından ayıklama yapılıp hak edenlerin getirilmesi olmalı.
Comments
Burada yönetim kadroları karar verici durumdalar ve onlar da grev kararı aldıklarında başlarına gelebileceklerden dolayı mutlaka endişelidirler.Bu durum kolay aşılacak gibi gözükmüyor.
Hak,yavrularımı saklasın Hızır, yoldaşları olsun!
Polis desen devletin değil, akp polisi olmuş
İnsanları, insanlığı yokluk, yoksulluk, açlıkla yönetme, çok eski, en etkili yönetme yöntemlerinden biri. Yaşama, geçinme peşinde tüm yaşamını eskiten insanlar, başlarını kaldırarak yönetenlere haksızlık yaptıklarını söyleyemezler.
Şuan en mantıklı çıkış yolu erken seçime gitmek.Bunun için şuan imza toplanıyor zaten.Dediğin gibi yandaş ürünleride almazsak bunların gücü zayıflar.
Sendikalar üzerine baskı artırılması lazım.
1 Mayıs'a kadar sokağın enerjisini diri tutabilirsek 1 Mayıs'ta işçiler meydanları doldurur. Bence zaten onlar da onu bekliyor.
Bir sendikanın iş bırakma eylemi de yeterli olmayacaktır. Eş zamanlı olarak sokağın enerjisinin de geri gelmesi lazım.
Sokak gösterileri + boykot + sendika desteğiyle biz ciddi mesafe alırız. Bu saydıklarımın da zaman içinde üstel olarak artması gerekiyor.
İçinde bulunduğumuz şartlarda, #BankRun gayet adil ve münasip bir seçenektir.
Sanıyorum ki kısa bir zaman zarfında rejim, çaresizlikten halkın bankalardaki birikimlerine uzanacak.