2.Gerçeği çarpıtarak psikolojik olarak uyum sağlar:
“Ben yeterince çabalamadım.”
“Zenginler daha zeki.”
“İyiler sonunda kazanır.”
“Bunun bir hikmeti vardır.”
Bu açıklamalar, çelişkiyi yatıştırır. Kişi gerçeği inkâr ederek, kendi ruhsal bütünlüğünü korumaya çalışır.
“Ben yeterince çabalamadım.”
“Zenginler daha zeki.”
“İyiler sonunda kazanır.”
“Bunun bir hikmeti vardır.”
Bu açıklamalar, çelişkiyi yatıştırır. Kişi gerçeği inkâr ederek, kendi ruhsal bütünlüğünü korumaya çalışır.
Comments
Bireysel bilişsel uyum, toplumsal rıza üretiminin yapı taşlarından biri haline gelir.
Baskı altındaki bireyler, sisteme uyum sağlamak için çoğu zaman kendilerini suçlarlar.
“Ben başarısız oldum.”
“Ben hak etmedim.
Sistem zaten büyük bir kesimi dışlamaya programlanmıştır.
Ama bunu kabul etmek, hem kişisel travmayı tetikler, hem toplumsal sorumluluk gerektirir.
İşte tam da bu yüzden insanlar, sistemin değil, kendilerinin yetersiz olduğunu düşünmeyi tercih eder.
Bilişsel çelişki, adaletsizlik içinde yaşayan bireylerin “çıldırmadan hayatta kalmak” için geliştirdiği bir savunma mekanizmasıdır.
Ama bu savunma hali sürdükçe,
– Adaletsizlik görünmezleşir,
– Eylem ertelenir,
– Ve statüko güçlenir.
– Farkındalık alanlarını artırmak: Topluma sistemsel düşünceyi hatırlatmak.
– Kolektif deneyimi görünür kılmak:
“Sadece sen değilsin” duygusunu pekiştirmek.
Çünkü bir toplum, ancak gerçekleri çarpıtmadan görebildiğinde ve o çelişkiyle cesurca yüzleşebildiğinde değişim başlar.