– Rampayı biz kendi imkanımızla yapmak zorundaysak,
– Kamusal alan hâlâ “engellilere göre değil”se…
Erişilebilirlik hakkında yazılan bin sayfa metin çöp olur.
Eğer…
– Bakım hakkı hâlâ “aileye devredilmiş bir lütuf” gibi sunuluyorsa,
– Kamusal alan hâlâ “engellilere göre değil”se…
Erişilebilirlik hakkında yazılan bin sayfa metin çöp olur.
Eğer…
– Bakım hakkı hâlâ “aileye devredilmiş bir lütuf” gibi sunuluyorsa,
Comments
– “Kuruma versinler” denilen yerlerin kendisi yetersiz, erişilmez, sıra doluysa,
– Annelere sosyal güvence hâlâ tanınmamışsa,
– Bir baba sabah işe giderken “ya ben ölürsem ne olacak bu çocuk?” diyorsa…
Ve en ağır olanı:
“Bizden sonra ne olacak?” sorusunun cevabını hâlâ alamıyorsak…
Yani bir çocuğun değil, bir hayatın değil, bir ömrün devamlılığı belirsizse…
yaşam garantisi lazımdır.
Bize empati değil,
kamusal sorumluluk gerekir.
Ve bize sadaka değil,
haklarımızı tanıyan sistemli politikalar gereklidir.
Çalıştaylar, raporlar, konferanslar…
Hepsi boş kalır,
eğer yaşamlarımızın ağırlığı hâlâ sadece birkaç annenin, babanın ve iyi niyetli kişilerin sırtındaysa.