Profile avatar
holofernesblue.bsky.social
45 posts 1,160 followers 922 following
Regular Contributor
Active Commenter

Öğrenciler, ‘müşteri’ , eğitim ise ‘yatırım’ olarak görülüyor Sermaye düzenini sorgulayan, barışçıl protestolara katılan öğrenciler, ‘sistemin ideolojik yeniden üretimi’ni bozdukları için hedef alınıyor. Tutuklamalar, bu "tehdidi" bastırma refleksidir.

İktidar, cezaevini adaletin değil, kontrolün aracı olarak kullanıyor. Hukuksuz hapsedilen Mahir Polat, kapitalist mekânsal adaletsizliğe ve güç ilişkilerinin çürük yapısına karşı direnişin simgesi. Bu haksızlık, halkın sesiyle susturulamaz!

Egemen, fiyatları kontrol etmeyi Allah’a devrederse ne olur? Diyanet enflasyonu ‘kader' zamları ‘ilahi takdir' ilan edip, ekonomik çöküşü cennet vaadiyle pazarlar. Mutlak egemenlik, kutsal ekonomik şarlatanlığa dönüştü! ‘Enflasyon değil, ilahi test’ Piyasa raydan çıkarsa sorumlu Allah’ın algoritması

Ekşi Sözlük, sanıldığı gibi özgür bir alan değil; iktidarın ideolojik aygıtlarından biriymiş. Muhalifleri özneleştirip sisteme içkinleştirerek, direnişi denetimli hâle getirmiş. İdeoloji çağırdı, herkes gönüllü oldu…

Gençlerin güvensizliği ve sokak öfkesi, performans toplumunda tükenmişliğin patlaması! Dijital şeffaflık aidiyeti algoritmaya hapsederken, protestolar yorgun bedenlerin kolektif iniltisi… Neoliberal kendini gerçekleştirme dayatması, öfkeyi bile tüketilebilir kılıyor.

118 müteahhit, kapitalist sınıfın devletle uzlaşarak cezasızlık kalkanı edindiğini; 301 protestocu ise proleter direnişin ‘tehdit’ addedilerek şiddetle bastırıldığını gösteriyor. Burjuvazi, devleti kendi hegemonya aracına dönüştürürken, emekçi muhalefet ‘düzen bozucu’ ilan ediliyor.

Türk demokrasisi öldü mü? sorusu, liberal fetişizmi yansıtıyor: Burjuva demokrasisi, AKP’nin kapitalist kriz yönetiminde bir araçtır. Demokrasi kaybı ,sermaye-devlet çelişkisinin tezahürüdür.

BTK, ‘milli güvenlik' maskesiyle dijital panoptikonu genişletiyor. Her tweet bir hücre, her paylaşım gözetlenen bir beden! İktidar bilgiyi kontrol eder çünkü sansür neoliberal devletin siber kölelik projesidir!…

Gökhan Bey’in “apolitik hissetme" performansı, iktidarın rıza üretiminde masterclass! “Hepsi açık" diye siyaseti reddetmek, kapitalizmin ‘hepsi kapalı’ diyen karanlığına gönüllü karanlık olmaktır. Organik krizde organik kahkaha atan Apolitikler, hegemonyanın en komik piyonları!

İktidarın disiplin sofrası aç bırakır, halkın sınıf tenceresi doyurur! İktidarın ‘göz hapsi'ne Halk’ın 'kepçe isyanı'yla yanıt: Açlık devrimle, doyum sömürüyle pişer!

Gerçeklik öldü, yerine içerik geldi. Volkan Konak’ın ardından yas değil, etkileşim tutuluyor. Ölüm anı mı? En çok paylaşılan sahneye dönüşmeli. Çünkü hissetmek değil, görünmek önemli artık. Gösteri devam ediyor, başrol hepimiziz.

Üretimi durdur, gücünü göster! İşçiler olmadan çarklar dönmez, sermaye diz çöker! Sleepy işçisinin direnişi hepimizin mücadelesidir—genel grev, hakkımızı almak için en güçlü silahımızdır!

Egemen, önce arzuyu yönlendirir, sonra erişimi kontrol eder. Yoksun kalan aşağılanır. Ancak, birey tüketmemeyi seçtiğinde, bu iktidara tehdittir. Bu yüzden hain ilan edilir. Çünkü asıl korktukları, bireyin arzusu üzerinde iktidarın belirleyemediği bir özgürlüğe ulaşmasıdır.

Anayasal hakları çiğneyen iktidar, kendi meşruiyetini de çiğniyor. Öğrencilerin sokakta başlattığı bu sivil itaatsizlik , devletin ‘yasallık’ tiyatrosunu kitle sahnesinde ifşa ediyor. Unutma: Tarih, zincire vurulmuş gençlerin adalet naralarıyla yazılır!

Öğrenciler, hukukun üstünlüğü maskesini düşürerek, devletin ‘yasallık’ söylemini ‘yasadışılıkla’ çürütüyor. İktidar, korku ile itaat talep ederken, sokaklar tarihin diyalektiğini yazıyor: Her gözaltı, direnişin bir sonraki dalgasının kıvılcımı olacak!

Üniversite öğrencilerinin tutuklanması, “hukuk devleti" retoriğinin ardındaki otoriter refleksi açığa çıkarıyor: Anayasa, iktidar için bir kalkan değil, bir mızrak olunca, sokaklar polis barikatına , özgürlükler tutukevi kapısına hapsediliyor!

Kurumsal şiddet iktidarın meşru direnişi düzensizlik olarak kodlama stratejisidir. Öğrencilerin anayasal hakkı devletin keyfi gözaltı pratiğiyle toplumsal kontrol aracına dönüşüyor. Bu, yukarıdan aşağı tahakkümün, aşağıdan yukarı örgütlenmeyi susturma çabasıdır.

Devlet alkolü ‘günah' diye sattığı simülakr bir dünyada: Hem sarhoş proletaryayı şeytanlaştırıp hem de vergi makbuzunu kutsal faiz yapıyor! İslamcı rejim ‘helal kâr' için haramı şişeliyor! 🥃 #ŞişedekiDiyalektik

Devlet, alkolü simülasyonun süngeri yapmış: Halkı hem sarhoş eden hem sarhoşluk vergisiyle soyan bir hipergerçeklik ! İslamcı iktidarsa ‘haramın diyalektiğini kadehe doldurup, faizsiz faizalıyor! 🍷 Sarhoşluk, devletin distile tahakkümü ; vergi makbuzu, kandırılmış kulluğun fişi!

Neoliberal tahakküm, sepette 3 al 2 öde" diye pazarlar özgürlüğü. Yanıtımız : “Boş sepet, dolu sınıf bilinci! Tüketmeyenler, tarihin kasasına devrim bırakır!"✊🚫

Tüketmeyerek diren , hegemonyayı kır ! #alisverisarabasidevrimi

iktidar bedenleri süpermarket raflarında bile deneyliyor ve meta fetişizmini bir pazar sepeti performatifliğine indirgeyerek absürtleşiyor…

Boykot, devletin alışveriş sepetindeki iktidar performansına dönüşünce, tahakkümün diyalektiği, market fişinde 'indirimli hegemonya' olarak yazılıyor!"

Devletin bakanları, proletaryanın boykot silahını 'meta fetişizmiyle' parçalayabileceğini sanıp kendini kasiyer kuyruğuna atınca, tarih şakayı koparıyor: ‘Üretim araçlarına'el koyamayan iktidar, ‘tüketim araçlarına' sığınıp, ‘disiplin toplumu' pantomiminde Marx'ın komedya dediği sahnede debeleniyor.

Toprak sahibinin gölgesi, Tanrı'nın mezarını örterken, proleterin çığlığında yeni bir ‘put kırıcı’ doğar!..Çürüyen değerlerin enkazı, ancak yıkılmış tanrıların sırtında yükselen bir sınıf bilinciyle aydınlanır… Yıkın artık putlarınızı sevgili yurttaşlar…