autismtv.bsky.social
İlkelerimiz :
• Eşit yurttaşlık
• Nöroçeşitlilik
• Kapsayıcılık ve erişilebilirlik
• Ayrımcılığa, dışlamaya ve linç kültürüne karşı dur.
• Diyalog ve dayanışmayı savun.
• Sessiz bırakılanların sesine yer aç.
• Adalet, saygı ve empatiyi merkez al.
202 posts
4,184 followers
4,811 following
Regular Contributor
Active Commenter
comment in response to
post
Şu bilinmeli :
Engelli bireylerin olmadığı hiçbir siyasal yapı gerçek dönüşüm değildir.
Çünkü adalet, en çok unutulanı kapsadığında başlar.
Ve biz artık unutulmak istemiyoruz.
Biz artık gözyaşları değil,
karar alma mekanizmaları istiyoruz.
comment in response to
post
Bir anne olarak,
çocuğunun geleceğini sırtında taşıyan biri olarak…
Bir yurttaş olarak,
vergisini ödeyen, kamusal alana hakkı olan biri olarak…
Bir hak savunucusu olarak,
yalnız kendi için değil, susturulmuş binlerce kişi için konuşan biri olarak…
comment in response to
post
Kısacası:
Sadaka, günü kurtarır.
Anayasal güvence, yarını kurar.
Ve biz artık günü değil,
geleceğimizi inşa etmek istiyoruz.
comment in response to
post
– Eğitimde,
– Sağlıkta,
– Ulaşımda,
– İstihdamda,
– Temsil mekanizmalarında,
kamusal politikaların içinde yer almak istiyoruz.
Sadece var olmak değil;
görülmek, duyulmak, haklarımızla yaşamak istiyoruz.
comment in response to
post
Sadaka merhamete, güvence adalete dayanır.
Ve biz artık merhamet değil, adalet talep ediyoruz.
Çünkü biz bu ülkenin acınacak figürleri değil,
eşit yurttaşlarıyız.
comment in response to
post
Sadaka alan susar; güvence alan konuşur, katılır, şekillendirir.
– Sadaka vatandaşı edilgen yapar,
– Güvence vatandaşı özne yapar.
Bir toplumda eğer insanlar haklarını talep edemiyorsa,
yardımla susturuluyorsa,
o toplumda eşitlik değil, itaat inşa ediliyordur.
comment in response to
post
Sadaka sessizlik yaratır:
“Aldım, minnettarım. Ses çıkarmayayım.”
Ama güvence eşitlik yaratır:
“Bu benim hakkım. Sürdürülebilir, hesap verilebilir, şeffaf bir kamu politikasıdır.”
comment in response to
post
Sadaka geçicidir; güvence süreklidir.
Sadaka, verenin ruhunu rahatlatır.
Ama güvence, toplumun omurgasını güçlendirir.
comment in response to
post
Bizler:
– Evlere kömür dağıtıldığında değil,
– Erzak kolileri verildiğinde değil,
– Bayram öncesi 3.000 TL yatırıldığında değil;
365 gün güvence altında olduğumuzu bilmek istiyoruz.
Çünkü biz yardım istemiyoruz.
Hakkımızı talep ediyoruz.
comment in response to
post
Yani evet:
Çalıştaylar, raporlar, konferanslar…
Hepsi boş kalır,
eğer yaşamlarımızın ağırlığı hâlâ sadece birkaç annenin, babanın ve iyi niyetli kişilerin sırtındaysa.
comment in response to
post
Bize sevgi değil,
yaşam garantisi lazımdır.
Bize empati değil,
kamusal sorumluluk gerekir.
Ve bize sadaka değil,
haklarımızı tanıyan sistemli politikalar gereklidir.
comment in response to
post
O zaman bütün kamu stratejileri, o sunumlar, o hedefler kağıt üstünde kalır.
Ve en ağır olanı:
“Bizden sonra ne olacak?” sorusunun cevabını hâlâ alamıyorsak…
Yani bir çocuğun değil, bir hayatın değil, bir ömrün devamlılığı belirsizse…
comment in response to
post
– Bir annenin 24 saatlik emeği, sadaka gibi bir maaşla ölçülüyorsa,
– “Kuruma versinler” denilen yerlerin kendisi yetersiz, erişilmez, sıra doluysa,
– Annelere sosyal güvence hâlâ tanınmamışsa,
– Bir baba sabah işe giderken “ya ben ölürsem ne olacak bu çocuk?” diyorsa…
comment in response to
post
– Rampayı biz kendi imkanımızla yapmak zorundaysak,
– Kamusal alan hâlâ “engellilere göre değil”se…
Erişilebilirlik hakkında yazılan bin sayfa metin çöp olur.
Eğer…
– Bakım hakkı hâlâ “aileye devredilmiş bir lütuf” gibi sunuluyorsa,
comment in response to
post
Eğer…
– Evimizde merdiven çıkamayan bir çocuğa uygun asansör hâlâ yapılmadıysa,
– Belediyeye 10 kere dilekçe verip hâlâ cevap alamadıysak,
– Tekerlekli sandalye almak için hâlâ SGK’dan red geliyorsa,
comment in response to
post
– Devlet okulu bile “bize uygun değil” diyorsa,
– Sınıflarda BEP yoksa, gölge öğretmen hâlâ lüksse,
– Ve çocuğumuz diğer çocuklar tarafından dışlanıyor, öğretmen tarafından görmezden geliniyorsa…
Konferanslar birer gösteriden ibarettir.
comment in response to
post
– Sorgulamayı suç gibi göstermemek: Eleştirel düşünmeyi destekleyen güvenli alanlar yaratmak.
Çünkü bir toplum, ancak gerçekleri çarpıtmadan görebildiğinde ve o çelişkiyle cesurca yüzleşebildiğinde değişim başlar.
comment in response to
post
Çözüm?
– Farkındalık alanlarını artırmak: Topluma sistemsel düşünceyi hatırlatmak.
– Kolektif deneyimi görünür kılmak:
“Sadece sen değilsin” duygusunu pekiştirmek.
comment in response to
post
Sonuç: İnkârla Hayatta Kalma
Bilişsel çelişki, adaletsizlik içinde yaşayan bireylerin “çıldırmadan hayatta kalmak” için geliştirdiği bir savunma mekanizmasıdır.
Ama bu savunma hali sürdükçe,
– Adaletsizlik görünmezleşir,
– Eylem ertelenir,
– Ve statüko güçlenir.
comment in response to
post
Oysa gerçek şu olabilir:
Sistem zaten büyük bir kesimi dışlamaya programlanmıştır.
Ama bunu kabul etmek, hem kişisel travmayı tetikler, hem toplumsal sorumluluk gerektirir.
İşte tam da bu yüzden insanlar, sistemin değil, kendilerinin yetersiz olduğunu düşünmeyi tercih eder.
comment in response to
post
Toplumsal düzeyde sonuç?
Bireysel bilişsel uyum, toplumsal rıza üretiminin yapı taşlarından biri haline gelir.
Baskı altındaki bireyler, sisteme uyum sağlamak için çoğu zaman kendilerini suçlarlar.
“Ben başarısız oldum.”
“Ben hak etmedim.
comment in response to
post
2.Gerçeği çarpıtarak psikolojik olarak uyum sağlar:
“Ben yeterince çabalamadım.”
“Zenginler daha zeki.”
“İyiler sonunda kazanır.”
“Bunun bir hikmeti vardır.”
Bu açıklamalar, çelişkiyi yatıştırır. Kişi gerçeği inkâr ederek, kendi ruhsal bütünlüğünü korumaya çalışır.
comment in response to
post
1.Gerçeği kabul eder ve içsel/eylemsel bir çatışmaya girer:
“Sistem çürük, ben eziliyorum. Bunun böyle olmaması gerek.”
Bu farkındalık acı vericidir. Çünkü kişiyi bir tür ahlaki ve eylemsel sorumluluk altına sokar.
comment in response to
post
İşte bu gerilim, Festinger’in tanımıyla “bilişsel çelişki”dir. Peki bu nasıl işler?
Bir kişi, içinde yaşadığı sistemin adaletsiz olduğunu sezdiğinde ya da açıkça gördüğünde iki seçenekle karşı karşıya kalır:
comment in response to
post
– İfade özgürlüğümüzden,
– Göçmenlerin yaşam alanlarından,
– Ve en önemlisi: Demokrasi’den
“Bizi susturamazsınız.
Haklarımızı geri alamazsınız.
Özgürlüğümüzden vazgeçmeyeceğiz.”
comment in response to
post
– Sosyal güvenlik sisteminden,
– Medicare/Medicaid gibi temel sağlık hizmetlerinden,
– Gazilere yönelik hizmetlerden,
– Oy kullanma hakkımızdan,
– Bedenlerimizden,
– Ulusal parklardan ve doğadan,
– LGBTQ+ bireylerin yaşam haklarından,
– Kütüphanelerimizden, kitaplarımızdan,